MASAL


MASAL

Sabah serini derindeki balığı üşütmüştü
Isınmak isteyen balık biraz yukarı çıkıp ağa düşmüştü
Balıkçı insaflıydı , balığı ısıtmalıydı
Yaktı ateşi, yağı kızdırdı, balığı attı
Balık üşümüyordu artık pulları diken diken olmuyordu soğuktan
Balıkçı ne iyi insandı
Balık ne lezzetli katık...

Ali Ural

10 Kasım 2013 Pazar

"Yedigöller'de Sonbahar"

Saklı cennet...
Harikalar diyarı...
Yedigöller...
Sonbaharda mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yer Yedigöller. Haftalar öncesinden programını yapıp cuma günü gecesi dörtte yolu koyulmaya karar verdik. Güzergah arayışları ve Düzce Valiliğinin sitesinde yazılı bilgilerin ışığında TEM otoyolundan "Düzce-Yığılca-Yedigöller" güzergahını kullanmaya karar verdim. Ankara üzerinden gidecekler için Bolu-Mengen-Yedigöller istikameti daha yakın gözüküyor. Sabah erken saatlerde bastıran sis ile biraz gecikeceğimizi düşünsek de yine de istediğimiz vakitte ulaştık. Yığılca'ya vardığımızda saat sabah dokuzu geçiyordu. Evden yanımızda getirdiğimiz açmalar ile güzelce kahvaltımızı yaptık, biraz da dinlendik. Düzce ile Yığılca arası 40 km civarı, yol tek yön ve bölge bölge genişletme çalışmaları var fakat yine de çok iyi diyebiliriz. Yığılca'dan Yedigöller'e asfalt dar bir yoldan ulaşılıyor. Yolun asfalt olması büyük avantaj ama çok virajlı ve dikkatli gidilmesi gereken bir yol. Korkulacak kadar tehlikeli değil Mengen'den gelen yola bağlandıktan sonra 5 km kadar toprak yoldan devam ediliyor.
Sonra karşınızda Yedigöller...
Yedigöller'e ulaştığımızda ne yol yorgunluğu kaldı ne uykusuzluk.
Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl... Hepsi ayrı güzel.
Göller iki plato üzerinde bulunmaktadır. İki platonun yükselti farkı ise 100 metredir. İlk platoda Büyükgöl, Seringöl ve Deringöl bulunmaktadır. 100 metre yüksekliğe çıktığınızda karşınıza bu sefer Nazlıgöl, Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl çıkmaktadır. Nazlıgöl'den akan şelale görülmeye değer güzellikte. Göllerin etrafı kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç ve daha bir sürü ağaç çeşidiyle çevrili. Sonbaharda adeta bir renk cümbüşü oluşuyor. 
Öğlen bile hiçbir şey yemedik içmedik, hep dolaştık, fotoğraf çektik... Dönmek için bir araya geldiğimizde saat akşam beş buçuk civarıydı. Karanlığa kalmadan Yığılca'ya ulaşsak iyi olur diye düşünüyordum. 
Yığılca yolunun yarısında hava kararmıştı. Ama yolculuk gayet güzel geçti. Akşam yemeklerini Yığılca'da yemeye karar verdik. 4 bin nüfuslu şirin bir ilçe olan Yığılca meğerse arılarıyla ve dolayısıyla balı ile meşhurmuş. Geçtiğimiz hafta sonu bal şenliği yapmışlar Kaymakam Bey'in önderliğinde. Daha ziyade kestane balı ve deli bal çeşidini tavsiye ettiler...
Yığılca'dan Cumartesi günü akşam sekiz gibi yola koyulduk ve evimize geldiğimizde saat gecenin bir buçuğu idi. Ama kimsede bir yorgunluk, bitkinlik yoktu, sürekli araba kullanmış olmama rağmen ben de bile..






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder