MASAL


MASAL

Sabah serini derindeki balığı üşütmüştü
Isınmak isteyen balık biraz yukarı çıkıp ağa düşmüştü
Balıkçı insaflıydı , balığı ısıtmalıydı
Yaktı ateşi, yağı kızdırdı, balığı attı
Balık üşümüyordu artık pulları diken diken olmuyordu soğuktan
Balıkçı ne iyi insandı
Balık ne lezzetli katık...

Ali Ural

21 Kasım 2011 Pazartesi

Genel Kurul

     Kooperatifimizin 2010-2011 işyılı olağan genel kurul toplantısı 19 Kasım 2011 tarihinde hizmet binası salonunda yapıldı. Katılımın yüksek olduğu toplantıda 3 yıl süreliğine yönetim kurulu, denetim kurulu ve birlik temsilcisi seçimi yapıldı. Divan başkanlığına Ziraat odası başkanı Necati Özkurt, katip üyeliklere de Mehmet Sabit ve Ali Varlı seçildiler. Bakanlık temsilcileri Aysel Tuğ ve Turhan Boduroğlu ile birlik temsilcisi İlhan Ateş'in de hazır bulunduğu genel kurul toplantısı saat 10:30 'da başladı. Yönetim kurulunun ibrası, denetim kurulunun ibrası ve bütçenin onaylanmasının ardından seçimlere geçildi. Tek liste ile girilen seçimde Yönetim Kurulu üyeliklerine Halil Ceylan, Osman Kara, Necdet Varlı, Maksut Çolak ve Hüseyin Çetin; Denetim Kurulu üyeliklerine Feyzullah Dumanlı ile Alaettin Ediz; Birlik temsilciliğine ise Enver Avcı ile Hamdi Türkan seçildiler...
     Tebrik eder, başarılarının devamını dileriz...


11 Kasım 2011 Cuma

Kurban Bayramı - 2011

      Bir Kurban Bayramına daha ulaştık. Bayramlar ailece bir araya gelinen, görüşülen adeta hasret giderilen günler olarak akıllarda kalır. Küçükler bayramlıklarının serer, büyükler kurbanlıklarını bayram sabahına hazırlar, anneler ise bayram yemekleri ve bayram tatlıları yapmanın telaşına düşer. Bayramlar insanlarda kardeşlik bağlarının güçlenmesini ve yardımlaşmayı sağlar.
    İşte 2011- Kurban Bayramı da bu duygularla bizleri kucakladı. Arefe günü köye gittik. Kurbanlığımızı hazırladık. Annemin hazırladığı tatlıları, yaprak sarmasını ve kat pastayı tattık. Kurban sabahı güzelce bayram namazını eda ettikten sonra kurbanımızı keserek görevimizi yerine getirdik.








      Kurban Bayramının 2. günü aldığımız kaza haberi ile kederlendik, hüzünlendik, ölümün genci yaşlısı olmadığını bir kez daha hatırladık. Yunus kardeşimizin mekanını cennet olsun...

22 Haziran 2011 Çarşamba

Gönen Panayırı

         Her yıl geleneksel olarak düzenlenen yarım asırlık Gönen panayırı  bu yıl da Gönen Belediyesi tarafından Yeni Pazaryeri  mevkiinde 16-19 Haziranda gerçekleştirildi. 10 bin metrekare alandaki panayırda; Traktörden otomobile, tarım makinalarından ev eşyasına, iğneden ipliğe, incikten boncuğa, gıdadan giysiye, şans oyunlarından bilgisayara tüm teknolojik ürünlerin yer aldığı ve 3 gün süren Gönen panayırını  çevre ilçe ve illerden yaklaşık 20 bin kişi ziyaret etti.  




         
          Daha çok gürültünün hakim olduğu panayırda bu yıl biraz da olaylar konuşuldu. Kavgalar, kazalar ve can kayıpları. 


       Gondoldan düşerek hayatını kaybeden Halil Arı da bu yılın panayırında hafızalardan silinmeyecek.

8 Mayıs 2011 Pazar

Hıdrellez

             Hıdırellez ya da Hıdrellez, Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır. Hıdırellez günü, Gregoryen takvimi (Miladi takvimi)ne göre 6 Mayıs, eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre ise 23 Nisan günü olmaktadır. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelmektedir.

             Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

            İşte biz de böyle bir günde bir su kenarında, yeşillik ağaçların arasında Gündoğan Köyü hıdırlığında baharı karşıladık. Baharın ilk kuzusu olmasa da köftesiyle tavuğunu yedik... 

Tarık körükle mangalı ateşlemeye çalışıyor.


Tarık'la beraber mangala sezonun ilk köftelerini ve tavuklarını yerleştiriyoruz.


Büyük Başkan Nedim tavukları kontrol ederek kızarmış olanları alıyor.


Ecrin salıncakta sallanırken diğer şirin salıncağa binmek için sıra bekliyor.


Köfteler pişerken çocuklar top oynuyorlar.


Kadınlar da ip atlıyorlar.

Baharın bereketi görülüyor, afiyet olsun.


Çaysız piknik olmaz hıdrellez ise hiç olmaz...
 

29 Nisan 2011 Cuma

"Bir Avuç Hayat" Şiir Dinletisi

    Gönen Anadolu Lisesi  26.04.2011 tarihinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonunda harikulade bir şiir dinletisi düzenledi. Sahne çok güzel ışıl ışıldı. Öğrenciler çok başarılıydı. Şiirler özenle seçilmişti. En güzeli de sunumu yapan öğrencilerin daha 9. sınıfa gidiyor olmasıydı.
    Hoş bir gece geçirdim. Emeğinize sağlık...






      

23 Nisan 2011 Cumartesi

84 Lt Bitkili Akvaryumum

          Yaklaşık tam bir yıl önce akvaryum ile ilgilenmeye başladım. Yavaş yavaş ama göze hoş gelecek şekilde içerisini bitkiyle doldurmaya çalıştım. Bana göre de gayet başarılı.
          Genelde sazlardan ve anubiaslardan oluşan bir bitki çeşidim var. En başta bilgisizlikten dolayı midye kırığı kum kullandım. Çok büyük hata ama şu an yapacak hiç bir şey yok değiştirmem imkansız. Tabiki bitkili bir akvaryum için hiç kullanılmayacak bir malzeme. Başlarda hava motoru sürekli çalışıyordu ama 6 aydır onu da çalıştırmıyorum. Bir makalede okumuştum karbondioksidi dağıttığını, ondan dolayı çalıştırmıyorum. Hiç bir zararını görmedim; faydası herhalde olmuştur :)
            Pek vaktim olmadığı için su değişimlerini iki ayda bir yapıyorum 1/3 oranında ve düzenli olarak. İlave edeceğim suyu oda sıcaklığına getirip tetra aquasafe ekliyorum. Su değişimlerinden sonra sera nitrivec ilave ediyorum. Yaklaşık 4 aydır da saechaem potasyum ve seachaem'in flourish sıvı gübresini düzenli olarak haftada iki kez kullanıyorum. Şelale filtre mevcut ve su her zaman çok berrak . Üç ayda bir de detaylı olarak filtreyi temizliyorum.

İlk başlarda sürekli balık ölümleri oluyordu. Araştırıyor araştırıyor ama hiçbir şekilde ölümleri durduramıyordum. Sonradan öğrendim ki suyun oturuşması için gerçekten belli bir zamanın (1-2 ay) geçmesi gerekiyor. Bir de genelde anaç balıklar alıyordum tabi onlar da ömürlerinin son demleri bana denk geldiğinden ortama alışana kadar ölüyorlardı.

Canlı doğuranlar bitkili akvaryumun ilk akla gelen balıkları...


Sonradan zebra danioları ekledim. Çok hareketli ve seyiri zevkli balıklar. Ama kesinlikle kurutulmuş kan kurdu vermeyin çok çabuk irileşiyorlar ve büyüyorlar. Sanki hormonlu gibi...
Daha sonra zebra danioların canlı doğuran yavrularını yediğini farkettim... Pul yeme geçince ağızlarını yavru balıklarla tatlandırıyorlarmış meğer...


Canlı doğuran akvaryumunda hiç bulunmaması gereken bir balık. Her ne kadar balıkçı ramirezi diye satsa da bolivian ram olduğunu internetten araştırarak öğrendiğim yavru canavarı balıklar.


Üç tane bolivian ram vardı. Bir gece yavruları yerken yakaladım ve hemen gecenin bir yarısı akvaryumdan çıkararak üçünü de balıkçıya iade ettim. Bolivian ram bakacaksanız akvaryumda sadece onların olması daha doğru.


İnternetten canlı doğuranların ömürlerinin 3-4 yıl olduğunu okuyup uzun diye seviniyordum. Ama galiba doğal ortamlarındaki ömürlerini söylüyorlar en fazlası altı ay yaşadı...


Siyah ve beyaz moli en nazik canlı doğuran türlerinden. Her ısı değişiminde beyaz benek olup ölüyorlar. bende birtürlü tutmadı. Bir çift anaç siyah moli almıştım hamileymiş o hafta yedi sekiz tane yavruladı ama üç beş gün sonra bir tane bile yavru kalmadı. Sonra da kendileri öldüler...


Yapışkan, yani vatoz. Üç tane aldım en fazla dört ay yaşadılar üçü de öldü. Daha önce de iki tane almıştım onlar da bir ay içerisinde öldüler. Hala nedenini bulamadım.


Cam balığı. Akvaryumda sabit öylece duruyor. dört tane almıştım. Üçü öldü biri hala yaşıyor. Aslında canlı doğuranların içerisinde çeşit çeşit balığa gerek yok bunlar ilk başta aldığım balıklardandı sonra internetten onların üzerinde yapılan yapay renklendirmeleri okuyunca acıdım, geri vermeye de kıyamadım, tek kalana da ömrünün sonuna kadar bakacağım...


Bu moss türünü yavrular saklansın diye almıştım en başta. Tabi saklanacak yavruyu bir türlü oluşturamadım. Hep katlettiler. Mosslar çok fazla nitrat tutuyor akvaryum temizliklerinde hep başa bela bitkilerden. Yerinden oynatmaya gör...



Yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor... Lepistesler de hiç şansımın tutmadığı bir tür. Bir türlü iki üç haftadan fazla yaşatamadım. Yedi tane aldım bir gecede kaybolup gittiler. Kala kala bu kaldı. Sonra o da gitti...


Her gördüğüm bitkiyi internetten alıp deniyorum. Gün geçtikçe güzelleşiyor.


Bunlar Üçpınar köyünde yapılan üretim çiftliğinden aldığım platiler. Canlı doğuranların içerisinden platileri ön plana çıkarmaya karar verdim. Daha dayanıklı ve renkleri daha güzel.


Anubias barteri var barteri...Onbeş gün içerisinde eriyip yok olan tek tür. İki kez denedim ikisinde de eridi gitti...Görüldüğü gibi yaprak erimeye başlamış bile...


Akvaryumun kütüğü çıkarmadan önceki son hali. Gayet hoş ve seyri gerçekten çok güzeldi...


Belli bir zaman sonra acaba kaya nasıl olur diyorsunuz, bende öyle dedim. Tabiki bitkilide kütük estetik ve kullanışlı ama suyu çabuk sarartıyor, çok salınım yapıyor. Kayaları eklediğimde daha uzun süreli berrak su elde ettim...


Kayalar ışığı daha çok yansıtıp geceleri daha seyirli bir akvaryum oluşturuyorlar...



Sonunda bir yavru akvaryumu almaya karar verdim. 15 lt. Sıra geldi yavruları bulmaya...



Balıklar mevsiminden midir yoksa yavru akvaryumunu aldığımdan mıdır bilmiyorum ama her gün 10-12 yavru yaptılar. Bir anda yetmişin üzerinde yavru oldu bu minicik akvaryumda.


Işıkların açılmasıyla beraber tabiki filtre de çalışınca hepsi büyük akvaryumda yavrular için alıp burada işe yaradığını gördüğüm mossun içerisine saklanıyorlar. Yaramaz bebekler gibi...Onlara bakıcı olarak da albino çöpçüyü tuttum tabi :)