MASAL


MASAL

Sabah serini derindeki balığı üşütmüştü
Isınmak isteyen balık biraz yukarı çıkıp ağa düşmüştü
Balıkçı insaflıydı , balığı ısıtmalıydı
Yaktı ateşi, yağı kızdırdı, balığı attı
Balık üşümüyordu artık pulları diken diken olmuyordu soğuktan
Balıkçı ne iyi insandı
Balık ne lezzetli katık...

Ali Ural

14 Ekim 2018 Pazar

HAYATIN HIZINA YETİŞEMİYORUM

Hayatın hızına yetişmek neredeyse imkansız gibi. Son eklediğim yazı 2013 yılına aitmiş, halbuki bloğuma eklemek için kaç adet fotoğraf albümü ve yazısı yaptığımı hatırlamıyorum, neyse hem anılarımı kendimin de tekrar tekrar yaşaması, hem de faydalı olabilmek için başlıyorum ;)
2014 yılında Adana'ya giderken uğradığım Tuz Gölü, Aksaray Hasandağı, Adana Karaisalı ilçesinde bulunan Varda Köprüsü ve Kapıkaya Kanyonundan oluşan bir Adana yolculuğu. Sonrasında Çorum'daki arkadaşlara giderek oradan Samsun, Amasya ve Çorum İncesu Kanyonunda bulunan KYBELA kabartmasından oluşan albümümüz.

 Tuz Gölü. Gözünüzün beyazlıklarda karardığı bir güzellik...


 Zeynep ve harika beyazıyla Tuz Gölü...


 Tüm ihtişamı ve güzellikleriyle büyüleyen Aksaray'da bulunan Hasandağ...


 Tarihi Alman Köprüsü yada şimdiki adıyla Varda Köprüsü. Adana Karaisalı ilçesi sınırları içerisinde bulunan muhteşem taş köprü...


Varda Köprüsü ve kaya yolunu gösteren fotoğraf.


 Varda Köprüsü üzerinden geçmekte olan bir yük treni...


 Ve biz...


 Kapıkaya Kanyonu. Varda Köprüsüne gelmeden 5 km ötede bulunan muhteşem kanyon.


 Kapıkaya Kanyonunun içinden bir görünüş... Zamanının varsa tüm gününüzü alabilecek kadar uzun yürüyüş yolları ve mesire yerleriyle dolu bir kanyon.



 Adana'da evde el açması börekler hazırlanırken...


 Samsun Batıparka bulunan teleferik ile Amisos tepesinden Samsun sahiline bakış...


 Samsun sahili...
 Samsun sahilde bulunan faytonlar...


 Fayton turu...


 Amasya kalesinden Amasya ve şehrin içerisinden geçen Yeşilırmak...


 Amasya'da kalker kayalara oyulmuş kral mezarlarının gece aydınlatılmış görüntüsü...


Çorum Ortaköy ilçesinde bulunan İncesu kanyonundaki KYBELA kabartması...
Kybela'ye ulaşabilmek için kanyonda epey yürümek gerekiyor. Suyun aktığı yöne doğru sol tarafta kayalar üzerinde ırmak yatağından yaklaşık 2 mt. yükseklikte bulunan Kybela kabartması oldukça dikkat çekicidir. Tanrıça karşısında bulunan yüksek kayalar üzerindeki kaleye bakmaktadır. Hellenistik çağa tarihlenen Kybela kabartmalarının en büyüğüdür.

17 Aralık 2013 Salı

"Uludağ"

Beklenen karın yağmasıyla birlikte Uludağ'a gitme isteği uyandı içimizde. Pazar günü havanın da açık olması işimizi kolaylaştırdı. Sabah 08.30'da yola çıktık. Amacımız teleferikle Uludağ'a çıkmaktı. Teleferiğe vardığımızda bir yıldır çalışmadığını ve bakımda olduğunu öğrendik. Şok şok.. Arabada zincir de kar lastiği de yoktu. Nihayetinde arabayla çıkabildiğimiz yere kadar çıkarız, sonra da yolda zincir satanlardan bir zincir alarak yola devam ederiz diyerek düşündük. Yolu yarıladığımız halde kıyılarda yarım metreyi geçen kar yola hiç zarar vermiyor ve trafiği aksatmıyordu. Böylece olumsuz bir şeyle karşılaşmadan oteller bölgesine ulaştık. Her yer insan... Kayan kayana, düşen düşene... Hava gerçekten yazdan kalma gibiydi, harika bir güneş, küme küme bulutlar, masmavi bir gökyüzü ve her yerde kar...
Teleferikle otellerin oradan zirveye çıktık. Bir kişi 15.- TL, günlük sürekli çıkıp oradan kayacağım dersen 50.- TL'ye kombine alıp gün boyu teleferiği kullanabiliyorsun. 30.- TL'de kayak takımı kiralanabiliyor. Kaymasını bilmiyorsan onun da çözümü var:  bir saatte 100.- TL'ye kayak hocası seni kayakçı yapıveriyor..
Uludağ güzel; vakit çabuk geçiyor... 
Çektiğim fotoğraflardan...   












                                           Kirazlı Köyü, Uludağ yolu Kirazlı Yayla da..

10 Kasım 2013 Pazar

"Yedigöller'de Sonbahar"

Saklı cennet...
Harikalar diyarı...
Yedigöller...
Sonbaharda mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yer Yedigöller. Haftalar öncesinden programını yapıp cuma günü gecesi dörtte yolu koyulmaya karar verdik. Güzergah arayışları ve Düzce Valiliğinin sitesinde yazılı bilgilerin ışığında TEM otoyolundan "Düzce-Yığılca-Yedigöller" güzergahını kullanmaya karar verdim. Ankara üzerinden gidecekler için Bolu-Mengen-Yedigöller istikameti daha yakın gözüküyor. Sabah erken saatlerde bastıran sis ile biraz gecikeceğimizi düşünsek de yine de istediğimiz vakitte ulaştık. Yığılca'ya vardığımızda saat sabah dokuzu geçiyordu. Evden yanımızda getirdiğimiz açmalar ile güzelce kahvaltımızı yaptık, biraz da dinlendik. Düzce ile Yığılca arası 40 km civarı, yol tek yön ve bölge bölge genişletme çalışmaları var fakat yine de çok iyi diyebiliriz. Yığılca'dan Yedigöller'e asfalt dar bir yoldan ulaşılıyor. Yolun asfalt olması büyük avantaj ama çok virajlı ve dikkatli gidilmesi gereken bir yol. Korkulacak kadar tehlikeli değil Mengen'den gelen yola bağlandıktan sonra 5 km kadar toprak yoldan devam ediliyor.
Sonra karşınızda Yedigöller...
Yedigöller'e ulaştığımızda ne yol yorgunluğu kaldı ne uykusuzluk.
Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl... Hepsi ayrı güzel.
Göller iki plato üzerinde bulunmaktadır. İki platonun yükselti farkı ise 100 metredir. İlk platoda Büyükgöl, Seringöl ve Deringöl bulunmaktadır. 100 metre yüksekliğe çıktığınızda karşınıza bu sefer Nazlıgöl, Sazlıgöl, İncegöl ve Küçükgöl çıkmaktadır. Nazlıgöl'den akan şelale görülmeye değer güzellikte. Göllerin etrafı kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç ve daha bir sürü ağaç çeşidiyle çevrili. Sonbaharda adeta bir renk cümbüşü oluşuyor. 
Öğlen bile hiçbir şey yemedik içmedik, hep dolaştık, fotoğraf çektik... Dönmek için bir araya geldiğimizde saat akşam beş buçuk civarıydı. Karanlığa kalmadan Yığılca'ya ulaşsak iyi olur diye düşünüyordum. 
Yığılca yolunun yarısında hava kararmıştı. Ama yolculuk gayet güzel geçti. Akşam yemeklerini Yığılca'da yemeye karar verdik. 4 bin nüfuslu şirin bir ilçe olan Yığılca meğerse arılarıyla ve dolayısıyla balı ile meşhurmuş. Geçtiğimiz hafta sonu bal şenliği yapmışlar Kaymakam Bey'in önderliğinde. Daha ziyade kestane balı ve deli bal çeşidini tavsiye ettiler...
Yığılca'dan Cumartesi günü akşam sekiz gibi yola koyulduk ve evimize geldiğimizde saat gecenin bir buçuğu idi. Ama kimsede bir yorgunluk, bitkinlik yoktu, sürekli araba kullanmış olmama rağmen ben de bile..






















7 Kasım 2013 Perşembe

"Bereketli Balıkçıları"

Bandırma'nın Manyas Gölü'ne kıyısı olan balıkçı köyü Bereketli; siyah tekneleri, cana yakın balıkçıları ve evcilleşmiş pelikanlarıyla hem fotoğrafçıların hem de ziyaretçilerin ilgi odağı olmaktadır. 
Eskiden sazan, turna, yayın balığı tutulan gölde artık İsrail Sazan'ı diye bilinen balık çıkıyor. Bu balık da daha ziyade soğuk hava deposunda muhafaza edilerek Suriye ve Irak'a ihraç ediliyor. 
Bizim de bu haftaki durağımız Bereketli Köyü oldu. Tekneleri, pelikanları ve samimi insanlarıyla güzel bir köy.   
Ve çektiğimiz fotoğraflardan bazıları...




                                          Turna balığı.